BASINA VE KAMUOYUNA

BASINA VE KAMUOYUNA

 

Toplumun her kesiminden gelen tepkilere rağmen iki gündür mecliste görüşülmeye başlanan ve kamuoyunda İç Güvenlik Reformu Paketi olarak bilinen yasa tasarısı ile sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemi geri geliyor. Bu yasa tasarısı bir diktatörlük ve şiddet yasasıdır. 

Toplam 21 Kanuna değişiklik getiren torba yasa tasarısı 43 maddeden oluşmaktadır. Şayet  söz konusu yasa tasarısı yasallaşırsa;

1- Polise çok geniş kimlik sorma, üst ve araç arama yetkisi tanınıyor. Bu yetkiler daha önce hakim kararı gerektirirken bu yasa ile birlikte vali veya kaymakamın görevlendireceği bir komiser veya polisin sözlü veya yazılı emri ile kişinin üstü, arabası çantası ve diğer eşyaları aranabilecektir. Yani polis keyfi olarak bizi her yerde ve her zaman izne gerek kalmaksızın durdurarak kimlik sorabilecek ve her türlü arama yapabilecek ve hukuki güvence yok sayılacaktır.

 

2-  Polise meşru savunma yetkisini aşacak şekilde silah kullanma yetkisi verilecektir. polis kendisine veya başkasına yönelik saldırı dışında, işyerleri, binalar,okullar, yurtlar ve araçlara yapılacak saldırılara  karşıda silah kullanabilecektir. Polisin silah kullanabilmesi için karşı taraftaki kişinin elinde ateşli bir silah olması koşulu kaldırılmıştır.  bir gösteride  molotof, patlayıcı, yanıcı,yakıcı, boğucu, yaralayıcı vb araçlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs edenlere karşı orantısız bir şekilde silah kullanılabilecektir. Böyle bir durumda küçük bir çocuğun elindeki taş veya sapan kendisine ateş edilmesi için yeterli bir neden olacaktır. Bu yasal düzenleme olmadan yüzlerce kişinin polis tarafından katledildiği düşünüldüğünde bu yasa ile birlikte bu cinayetlere benzer çok cinayet göreceğimiz polisin silah kullanma yoluna çok kolay başvuracağı kuşkusuzdur.

3- Bu tasarı ile polise yeni bir saldırı aracı olarak boyalı su atma hakkı da verilecek ve bundan sonra polis, sınırsız olarak gaz, kimyasal madde,basınçlı ve boyalı su ille saldırı yapabilecektir.

 

4- İletişim tespiti, dinleme ve sinyal bilgileri ile tespitlerinin hakim onayına sunulma süresi de 24 saatten 48 saate çıkarılmış ve onay makamı da Ankara Ağır Ceza Üyesi olacaktır. Yani onay makamı  doğal hakim olmayacak İktidarın her zaman etki edebileceği bir hakim olabileceği gibi Polis veya Jandarma sizi dinledikten özel yaşamımıza ve hayatımızın gizli kalması gereken hallerini 48 saat dinledikten sonra bu durumu özel yetkili hakimin onayına sunacaktır. Yani keyfi dinlemelerin ve fişlemelerin yolu açılmış olacaktır.

5- Bu tasarı ile silah kavramı Polis veya Jandarma tarafından  kötüye kullanılabilecek bir şekilde genişletilmiş; Havai fişek, molotof, kesici ve delici aletler, taş, sopa, demir bilye ve sapan silah olarak kabul edilecek ve bu şekilde kanundaki mevcut cezalar artırılmaktadır. Yani Bir çocuğun oynamak için üstünde bulundurduğu sapan veya bilye dahi ağır bir cezaya çarptırılmasının nedeni olacaktır.  Eski yasada bu suçlar için 6 aydan 3 yıla kadar olan hapis cezaları 2 yıl altı aydan 4 yıla kadar arttırılmak suretiyle bu cezaların ertelenmesi veya verilecek hükmün açıklanmasının ertelenmesi uygulamasından vazgeçilerek çocuklar daha yoğun bir şekilde cezaevine gönderilecektir.

 

6- Ayrıca yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaretleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar, kanunun suç saydığı afiş, pankart vb. şeyler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyenler içinde hapis cezaları getirilecektir. Yani kimi zaman annelerimizin başına takmış oldukları örtünün renkleri, kimi zaman bölgemizde yöresel kıyafet olarak kullanılan leşkeri kıyafeti suç olarak değerlendirilerek cezalar verilebilecektir. Bu düzenlemeler uygulamada toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanmayı engelleyecek yöresel olarak giydiğiniz kıyafet gerekçe gösterilerek 3 yıl kadar bir hapis cezası ile karşılaşıla bilme riski ortaya çıkacaktır.

7-Daha Önce Örgüt Propagandasının alt sınırı 1 yıl olması nedeniyle indirimle birlikte bu 10 aylık bir cezaya indirilip cezanın veya hükmün açıklanmasının ertelenmesi mümkün iken ; Tasarının yasallaşması halinde alt sınır 3 yıl olacak ve ceza ertelenmeyecektir. Üstelik bu ceza sadece yüzün kısmen veya tamamen kapatılması içindir. Soğuktan korunmak için yüzünüze doladığınız bir atkı veya bir poşu bu cezayı almanız için yeterli bir gerekçe olacaktır. Eğer Bu tasarıda belirtilen sapan veya taş gibi bir araç üzerinizde bulunursa ceza 4 yıldan aşağı olmayacaktır. Polisin tutanağında üstünde sapan veya taş vardı ibaresi bu cezalar için yeterli olacaktır.

8-Tasarının polis devleti yaratacağının en büyük göstergelerinden biride polise verilen gözaltına alma yetkisinin verilmesidir. Düzenleme ile mülki amirlerce belirlenecek kolluk amiri tarafından 24 saate kadar; toplumsal olaylar ile toplu olarak işlenen suçlarda 48 saate kadar polise gözaltı yetkisi verilmektedir. Toplu Suçlarda Hakim önüne çıkma süresi 4 gün gibi uzun bir süre olacaktır. Bu yetki bize Şırnak'ta yaşanan 92 olaylarını ve bölgede yaşanan faali meçhul olayları hatırlatmaktadır. Yani polis keyfi olarak gözaltı yapabilecektir. Bireylerin hukuk güvenliği tamamen bertaraf edilecektir.

9- Valilere geniş yetkiler verilerek, adeta yargının yetkileri yürütmeye devredilmektedir. Vali soruşturmayı takip edip polise talimat verebilecektir. Valinin veya kaymakamın koyduğu herhangi bir yasağa uymayanların cezası kabahatler kanunu göre 100 TL para cezası iken yeni düzenleme ile insanlar 1 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecektir.

10-Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanunun 33. maddesi ile Terörle Mücadele yasassının 7. Maddesi kapsamındaki suçlarda katalog suçlar kapsamına alınarak başkaca hiç bir gerekçeye ve delile gerek kalmadan tutuklama kararları verilebilecektir.

Bu düzenleme tüm Türkiye de ve Özellikle Bölgemizde heyecanla beklenen ve desteklenen Çözüm Sürecini sekteye uğratacaktır. Çözüm süreci için daha ileri adımlar atılmasını beklerken, iç güvenlik yasa tasarısı ile devlet aklında şimdiki noktadan daha geriye gidilmesi çok düşündürücüdür. Bu yasa tasarısı bölgeye huzur ve güvenlik getireceğine daha çok ölüm, daha çok gözaltı ve daha çok ceza getirecektir. Bu da çözüm süreci ile oluşturulmaya çalışılan  toplumsal barışın zarar görmesi demektir.

Daha önceki yıllarda da  söz konusu yasa tasarısına benzer, Temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan yasalar uygulanmaya çalışıldı. Ancak bunun sonucunda toplum bir çok acı, ölüm, işkence, faili meçhul cinayet ve  zorunlu göçler yaşamak zorunda kaldı. Toplumda kaos oluştuğundan, olağanüstü haller yaşandığından ve güvenlik sağlanamadığından evrensel İnsan haklarına, temel hak ve özgürlüklere   daha uygun yasalar çıkarılarak toplumsal barış sağlanmaya çalışılırken bu yasa ile eski uygulamalar dönülmesini kaygıyla karşılıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeminine ve Anayasaya aykırı olarak  bu yasanın bir an evvel çıkması direktifini vermesini de yadırgıyoruz. Cumhurbaşkanının Başkanlık hırsı, güç ve çoğunluk bende, istediğim düzenlemeyi yapar,anayasaya ve yasalara aykırı uygulamaları bile uygularım mantığı toplumda huzursuzluk  ortamı yaratmaktadır.

 Zira Cumhurbaşkanı seçildikten sonra göreve başlamadan önce tüm partilere ve tüm görüşlere karşı tarafsız olacağına dair yemin etmiştir. Biz Cumhur Başkanının bu yeminine sadık kalarak, toplum barışı için çalışmasını, yasama, yürütme ve yargının görev alanına müdahale etmemesi çağrısında bulunuyoruz.

Son olarak Basın açıklamamıza katılan tüm basın emekçilerine teşekkür ederiz.

Katılımcı Kurumlar

 

ŞIRNAK BAROSU    

İHD  

KESK

SES

EĞİTİM-SEN

DİSK

TABİPLER ODASI

SANAYİ VE TİCARET ODASI   

ŞIRNAK BELEDİYESİ

HDP

BDP

ZAHİDE KADIN DANIŞMANLIK MERKEZİ

MEYA-DER                                             

TUHAD-FED                         

 KURDİ-DER                              

EĞİTİM DESTEK EVİ              

ESNAF VE SANATKARLAR ODASI

ŞOFÖRLER CEMİYETİ KOOPERATİFİ

ŞIRNAK 5 NOLU MOTORLU TAŞIYICILAR KOOPERATİFİ

ESNAFKARLAR VE KEFALET KOOPERATİFİ