BASINA VE KAMUOYUNA

BASINA VE KAMUOYUNA

Bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 66. yıldönümü.

Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır. İnsanlık korkudan ve yoksulluktan kurtulma hakkını kullanamamaktadır. Siyasal iktidarlar insan haklarını araçsallaştırılmaya devam etmektedir.

 

Buna karşın dünyanın her yerinde, bilhassa da Avrupa ve Ortadoğu’da geniş halk kitleleri bu gidişe dur demek ve haklarını korumak için sokaklara çıkarak protestolarda bulunmaya devam etmiştir. Hem Yanı başımızdaki Rojavada Şengalde, Cezada halk kitleleri ve halkın yerel güçleri kapitalist güçlerin işbirlikçisi ve hatta maşası olan DAİŞ Çetelerinin  insanlık dışı saldırılarına karşı büyük bir direniş sergilemekte ve  canları pahasına insanlık onurları için, yurtları için mücadele etmektedirler. Bu ahlaksız ve insanlık dışı savaşın mağdurları olan Ezidiler, Kürtler, Türkmenler, Araplar yurtlarından edinmiş ve başka ülkelerde sığınmacı olarak insanlık onuruna yakışmayacak şekilde hayata tutunmaya çalışmaktadırlar.

Diğer yandan Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi genel sorunun en önemli halkası olan Kürt sorununda çözümsüzlük devam etmekte, halkın bu sorunun çözümüne ilişkin hak ve taleplerini içeren gösteri yürüyüş ve basın açıklamaları, polisin şiddeti ve yargının haksız gözaltı ve tutuklamalarıyla sonuçlanmaktadır. 2014 yılında hak ihlalleri Kürdistan’da olduğu gibi Türkiye’nin diğer bölgelerinde de hat safhaya ulaşmıştır. Ekolojik bir dünya için mücadele eden halklar şiddet ve tutuklamalarla yıldırılmaya çalışılmıştır. Yine 2014 Türkiye’sinde sadece kar odaklı ekonomik politikalar nedeniyle Soma ve Ermenek gibi facialar yaşanmış, işçi ölümleri artmış ve ülke adeta bir işçi mezarlığına dönmüştür.

 

Türkiye'nin ve aslında eril sistemin bir ayıbı olan kadına karşı şiddet kendisini çok vahşi bir şekilde göstermiş aralık ayı itibari ile yüzü aşkın kadın namus adı  altında en yakınları  tarafından katledilmiş, binlercesi fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmıştır. Yine Türkiye Çocuk hakları konusunda da sınıfta kalmıştır.Sadece 2014 yılında gösteri ve yürüyüşlerde 360 çocuk gözaltına alınmış, 59 çocuk tutuklanmış ve çıkan olaylarda binlercesi yaralanmıştır.Ülkenin kanayan yarası olan hasta tutsaklar Türkiye demokrasisin adeta aynasıdır. Şuan itibarıyla 228'i ağır olmak üzere toplamda 578 hasta tutsak bulunmaktadır.

Türkiye’deki siyasi iktidar Başta Roboski Olayını aydınlatmak üzere Kürt Sorununu barışçıl bir yolla çözeceğine, kadın cinayetlerinin önüne geçeceğine, çocuklara daha özgür ve güvenli bir yaşam sunacağına, cezaevlerindeki hasta tutsaklarını salıvereceğine, faili meçhulleri aydınlatacağına, iş ve işçi güvenliğini sağlayacağına, halkı yıldırma odaklı politikalarla hareket ederek, kamu düzeni adı altında baskı kurmakta ve adeta polis devletine doğru gitmektedir. 

Dünyanın en çağdaş insan hakları belgesi 66 yılı geride bırakıp 67. Yılına girerken, ne Dünyada ne de Türkiye’de evrensel insan hakları değerlerini tümüyle yerleştirebilmek olanaklı değilmiş gibi görünse de, kişisel, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, dayanışma ve topluluk hakları için mücadele eden halkların, işçi ve emekçi sınıfının, ezilen, sömürülen ve ötekileştirilen kesimlerin ve bireylerin mücadelesi sürdükçe umutlarımız da sürecektir.

 

Biz bu basın açıklamasına katılan kişiler ve kurumlar olarak her zaman için insanlığa karşı barbarlık ve zulme taraf olan kişilere, çetelere , devletlere karşı duracağımızı ifade etmek için şu an sayın Basının ve Kamuoyunun önüne geçmiş bulunmaktayız.

Bu açıklamadan sonra İnsanlık onura adına  mücadele veren ve bu uğurda yaşamını kaybeden insanlarımız için 5 dakikalık bir oturma eyleminden sonra basın açıklamamız sona erecektir.

Bizi sabırla dinleyen Basın Emekçilerine ve katılım gösteren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederiz. 10.12.2014

                                                                           Şırnak Barosu Başkanlığı