BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 10.12.2018| Okunma Sayısı: 1008

İNSAN HAKLARI HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI

 

 

 

Basına ve Kamuoyuna,

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 70. Yıldönümü.

2018 yılı da maalesef insan hakları ihlallerinin, gerek ülkemizde gerek bölgemizde yoğunlukla yaşandığı bir yıl olarak geçti. Ülkemizde yeniden başlayan çatışmalı süreç nedeniyle, pek çok yaşam hakkı ihlalinin ortaya çıktığı bir yıl olmuştur. Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan çatışmalar nedeniyle yeniden yüzlerce insan hayatını kaybetmeye başlamış, binlerce insan yaşadığı köyleri ve ilçeleri terk etmek zorunda kalmıştır. Son zamanlarda geniş bir alana yayılan ve güvenlik gerekçesi ileri sürülerek sadece idari kararlarla alınan uzun süreli sokağa çıkma yasakları nedeniyle, Olağanüstü Hal Uygulamasının bir benzeri yaşanmaktadır. Uzun süreli sokağa çıkma yasaklarının bölge halkının başta yaşam hakkı olmak üzere, güvenlik, sağlık, beslenme hakları ile eğitim ve seyahat hürriyetini ihlal etmekte olduğunu görmekteyiz. Son zamanlarda yaşanan gelişmeler göstermektedir ki, çatışmalı süreç sadece insanları değil, bölgedeki tarihi dokuyu, binlerce yıllık tarihi eserleri ve kültürel değerleri de tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Meslektaşımız Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de, bu tarihi mirasın ve kültürel değerlerin korunması konusundaki hassasiyetini dile getirdiği bir günde maalesef katledilmiştir. Aynı zamanda bir yaşam hakkı ihlalinin kurbanı olan Meslektaşımız Tahir Elçi’yi de bu vesile ile bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Ayrıca geçmiş yıllarda tanık olduğumuz Ankara ve Suruç katliamları, gerekli ve yeterli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması ve katliamların arka planının henüz aydınlatılmamış olması nedeniyle en temel hak olan yaşam hakkının ağır bir şekilde ihlal edildiğini açıkça göstermiştir. Ülkemizi büyük bir öfke ve acıya boğan bu katliamların kanıksanmaması ve hukuki zeminde bütün arka planlarıyla birlikte açığa çıkarılmasının biz insan hakları kurumlarının başlıca görevi olduğunu belirtmek isteriz.

2018 yılında en temel hak olan yaşam hakkı ihlallerindeki artışın geldiği boyut, önceki yıllarda ve halen büyük bir sorun teşkil eden ancak henüz çözüme kavuştuğunu göremediğimiz düşünce ve inanç özgürlüğü, cezaevi ve benzeri alanlarındaki hak ihlallerini dahi gölgede bırakır hale gelmiştir.

Ülkemiz her geçen sene artarak devam eden basın özgürlüğü ihlallerinde de olumsuz bir tablo çizmeye devam etmektedir. Nitekim 2018 yılında da Mahkemeler ve Cezaevlerinin müdavimleri gazeteciler ve basın emekçileri olmaya devam etmiştir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası olan basın özgürlüğü ihlalleri kamuoyunun doğru bilgilenme ve halkın haber alma hürriyetini de daraltmaktadır. Son olarak, barış sürecinde yaptıkları bir konuşma nedeniyle tutuklanan siyasetçiler Sayın Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder bunun güncel ve çarpıcı bir örneği olarak karşımızda durmaktadır.

 

 

Hak ihlallerinin adeta günlük yaşamın bir parçası haline geldiği ülkemizde bütün ihlalleri tek tek sıralamanın mümkün olmadığı malumdur. Aynı zamanda Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzenin henüz olmadığı da açıktır. İşte bu nedenle, insanların ırkından, renginden, cinsinden, dilinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri, dünya çapında da henüz yeterli koruma bulamamaktadır.

 

Bütün bu nedenlerle, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi yönündeki çalışmalar ve yasal düzenlemeler, göstermelik olarak değil, hak ve özgürlüklerin tüm insanların ihtiyacı ve demokrasinin bir gereği olduğu için yapılmalıdır. Bu açıdan özgürlük-güvenlik ikilemi yaratılarak mevcut hak ve özgürlüklerden asla taviz verilmemelidir.

 

Bu kapsamda hak ve özgürlük alanını genişleten, insan hakları ihlallerine karşı temel bir güvence olan, çoğulcu, yeni ve demokratik bir Anayasa ihtiyacı önem arz etmektedir. Hak ihlalleri konusunda Uluslararası temel belgeleri ve ölçütleri esas alan yasal düzenlemeler derhal hayata geçirilmelidir.

 

Şırnak Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle Yaşam haklarının ihlal edilmediği, insan ve insan onuruna saygının egemen olduğu bir ülke ve dünya dileğiyle şehrimizde ve bölgemizde yaşanan insan hakları ihlallerinin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz. Saygılarımızla. 10.12.2018                                          

 

Şırnak Barosu İnsan Hakları Merkezi

19.04.2024
AV. ROJHAT DİLSİZ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.